17 Eylül 2009 Perşembe

ATLIKARINCA

Yaklaşık dokuz aydır cüceler üzerinde sürdürdüğüm çekimlerimi tamamlamış bulunmaktayım. Toplumda insanların cüceliğe bakış açıları ve kısalığın verdiği özür ile zor bir yaşama sahip olduklarını gözlemledim.

Çekimlerim sırasında tanıştığım Ebru Başar’ ın hayata spor yaparak tutunma azmi, karşılaştığı zorlukla mücadele hırsı, ayakta durabilmek için edindiği kendine güven duygusu beni çok etkiledi.

Projemin ilk başlarında farklı cücelerle sürdürdüğüm çalışmamı daha sonra sadece Ebru’ nun hayatını anlatan bir öyküye dönüştürmeye karar verdim. Kendisiyle altı ay kadar bir süre birlikte vakit geçirdim ve onun ev, iş, antrenman sahası üçgeni içinde süren bir günlük zaman dilimini belgeledim.



Ebru Başar ın kendini ifade biçimi olarak seçtiği sporun en zor dallarından olan gülle atma ve halter dalındaki başarılarına tanık oldukça hazırladığım fotoğraf gösterisiyle onun kendisi gibi cüce olan diğer engellilere örnek olabileceğine karar verdim.

Bana göre yaşam içinde önemli olan şey insanlara ne tepeden bakmak ne de küçük görmektir. Hayatta en önemli şey insanlarla aynı seviyeye gelebilmektir. Bu proje ile anlatmak istediğimde hepimizin cücesiyle, deviyle, engellisiyle, engelsizi ile birlikte hepimizin bu hayatın içinde olduğumuzdur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder